İlin Adı : Kırıkkale''nin adının, şehrin 3 km. Kuzeyindeki Kırıkköyü ile kendin merkezindeki Kaletepe''nin kısaltılarak birleştirilmesinden ortaya çıktığı söylenir. Bu ismin halk tarafından9 yakıştırıldığı kanaatı yaygın olmakla beraber bölgenin ismi Osmanlı arşiv belgelerinde, şimdiki haliyle Kırıkkal''a biçiminde geçmektedir.
XVI. ve XVII. Yüzyıllarda, doğudan gelen çeşitli Türk aşiret ve cemaatlerinin Anadolu''da - bilhassa Orta Anadolu''da- iskan edildikleri bilinmektedir. Bunlardan "Oğuz, Oğuzhan" adı verilen büyük bir oymağın Ankara yakınlarında, o zamanki söyleyişiyle "Kırıkkal''a " ya yerleştirildikleri belgelerde ifade edilmektedir.
Yörükan taifesinden olduğu zikredilen Oğuz Oymağı, Anadolu''yu Türkleştirerek ve İslamlaştırarak, Türk vatanı haline getiren, aynı zamanda "Türkmen adıyla da bilinen büyük bir aşirettir. Bu durumda bölgenin adının en az 400 yıllık bir tarihe sahip olduğunu kabul etmek gerekir.
Türklerden Önce : Yörenin çok eski bir tarihi geçmişi mevcuttur. Bugün Kırıkkale il sınırları içinde kalan bazı tarihi kalıntılar, ören yerleri ve höyüklerin varlığı ile bazı araştırma ve incelemelerde M.Ö. yıllara ait arkeolojik buluntulara rastlanması, Kırıkkale''nin coğrafi alanının ne kadar eski bir yerleşim sahası olduğunu gösterir.
Keskin''e bağlı Ceritkale köyü yakınlarında kaya kabartmaları ve mağaradaki resimler; Göçbeyli ve Efendi köylerindeki höyüklerde ele geçen buluntular;yörenin, Hititlerin önemli yerleşim merkezig olduğunu göstermektedir. Yine Kırıkköy ile Kaletepe;Sulakyurt ve Delice İlçelerinin değişik yerlerinde Bizans ve daha eski dönemlerden kaldığı bilinen arkeolojik eserlere rastlanması da bu düşünceyi doğrulamaktadır.
Ayrıca 1991 yılında bir Japon arkeoloji heyetinin Kırıkkale-Keskin bölgesinde yürüttükleri yüzey araştırmalarında, bölgede toplam 24 höyük ve 5 düz yerleşim yeri tespit edilmiştir. Düz yerleşim yerlerinden toplanan çanak-çömlek parçalarının çoğunun Roma ve Bizans çağına ait olduğu tesbit edilmiştir. Höyüklerden toplanan çanak-çömlek parçalarının da Eski, Orta, Geç Tunç ve demir Çağlarına ait olduğu anlaşılmıştır.
Bu yöre milattan önceki dtönemlerden Hititklerden başka, Frigler, Etiler, Lidyalılar, Sümerler ve Galatlar gibi devlet ve toplumların idare altında kalmıştır.
Türklerden Sonra : Malazgirt Zaferinin 1071''de kazanılmasından sonra Anadolu''nun kapıları Türklere açılmış, buralar hızlı bir şekilde Türk-İslam diyari haline getirilmiştir. İşte o dönemlerde Kırıkkale ili dahilinde bulunan bazı yerlerinde ilk fethedilen İslam beldelerinden olduğu görülmektedir.
Türk ve İslam aleminin büyük mutasavvıfı ve evliyası Hoca Ahmet Yesevi''nin oğlu Haydar Sultan''da Anadolu''daki bu mücadelede de yer almıştır.
Bu mücadelenin, Kırıkale''nin en yüksek dağlarından biri olan Behrek Dağı eteklerinde ve civarında Konur Kasabası, Haydar Sultan ve Halil Dede köylerinin bulunduğu mahallerde yapılmış olması kuvvetle muhtemeldir. Hatta Haydar Sultan''ın yaptığı savaşta, kafirlere esir düşerek, bugün aynı isimle anılan bu köydeki kuyuya hapsedildiği ve kabrinin de burada bulunduğu ve bu zatın Hoca Ahmet Yesevi''nin oğlu olduğu kaynaklarda geçmektedir.
Diğer taraftan, Balışeyh ilçesinin de o döinemlerde, yani Anadolu''da ilk kurulan Türk yerleşim alanlarından olduğu bilinmektedir. Buradaki taştan yapılmış eski cami ve türbe Selçuklular tarafından 1121 yılında inşa edilmiştir.
Aslında Kırıkkale bölgesi tarihini Ankara tarihiyle birlikte düşünmek, incelemek ve araştırmak uygun olur. Çünkü çok yakın olması nedeniyle buralar, eskiden beri Ankara''ya bağlı bir yöre olarak kalmıştır. Ankara''nın Türklerin eline ilk olarak 1073 yılında geçtiği dikkate alınırsa, Kırıkkale bölgesinin de- genel olarak- aynı yıllırda Türkleşmeye ve İslamlaşmaya başladığı kabul edilebilir. Bazı Haçlı seferleri sırasında buralar tekrar Bizanslıların eline geçmiş olmasına rağmen XII. Yüzyıldan itibaren Selçukluların hakimiyetine kesin olarak geçmiştir. Daha sonraki asırlarda Orta Asya''dan, Anadolu''ya göç eden Oğuz Türk boylarından pek çok aşiret ve cemaat Kırıkkale bölgesinde iskan edilerek, buralar bütünüyle Türk ve İslam diyarı haline getirilmiştir.
Cumhuriyet Döneminde Kırıkkale : Bilindiği gibi Kırıkkale temelleri 1925''lerde atılan bir Cumhuriyet şehrimizdir. 70 Yıllık gelişmesi, büyümesi ve bugüne taşınması MKEK ile olmuştur. Kırıkkale''nin kurulduğu arazi Kırıkköyü arazileriydi. Kırıkköyü 1925''ten önce 12 hanelik küçük bir köy idi. Kaletepe ise 3-4 km.ötede, aslında bilinen anlamda bir kale olmayıp boz toprakların oluşturduğu bakımsız ve ağaçsız bir tepeydi. 1960 yılından itibaren ağaçlandırma çalışmaları başlatılmıştır.
Kırıkkale şehrini ortaya çıkaran esas sebebin; 1921 yılında buralarda İmalatı Harbiye Fabrikası''nın kurulmasına karar verilmesi ve 1925 yılında top ve mühimmat fabrikalarının temellerinin atılmış olmasıdır. O tarihlerde Kırıkköyü''nün muhtarı olan Hüseyin Kahya ile Yahşihan köyü öğretmeni Hüseyin Avni Bey''in bu olaylarda yardımcı oldukları bilinmektedir.
1925 yılında Top ve Mühimmat Fabrikası''nın temellerinin atılması, Kırıkkale''nin şehirleşmesinin çekirdeğini oluşturur. Aynı kuruma bağlı fabrika sayısı arttıkça personel ve işçi sayısı da artar. Görülmemiş biçimde nüfus artışı görülür. Yeni gelen işçilerin konutları ve halka halka mahalleler çevreye yayılır. Demiryolu, fabrikalarla yerleşim bölgesi arasında sınır oluşturulur.
İlk aşamada, fabrikaların teknik ve idari personeli için yapılan sosyal tesisler ve az sayıda lojman da hemen tren istasyonu civarında yapılır. Fazla konut yoktur. Çünkü çalışanlar, yani işçiler askerdir ve kışlada kalırlar. Sonraları sivil işçilerin işe alınmasıyla konut bölgeleri genişlemiş burası kentin merkezi olmuş, İstasyon Mahallesi adını almıştır. Sanayi kesimine ait sosyal tesis ve işletmelerde aynı yerde genişleyerek Fabrikalar Mahallesi adını almıştır.
1931-1941 yılları dönemi Kırıkkale''nin gelişmesinde ikinci aşamayı oluşturur. Hizmete açılan fabrika sayısı hızla çoğalmış, buna bağlı olarak da işçi ihtiyacı artmıştır. Kırıkköyünden ve çevre köylerden akın akın işçiler gelmiştir. Bu dönem şehre rastgele bir yerleşmenin de başladığı dönemdir. Bu dönemde 6 mahalle daha oluşmuştur. Ovacık, Yenidoğan, Hüseyin Kahya, Tepebaşı, Gürler ve Kurtuluş Mahalleleri, Devlet daireleri ve okulların bir bölümünün kurulma ve açılması bu dönemdedir
1929''da Belediyelik, 1944 yılında da ilçe olan Kırıkkale, küçük bir kasaba görünümünü alır. Kentin bir sanayi şehri olarak öneminin artması ve artan nüfusun baskısıyla, Çallıöz, Güzeltepe ve Sanayi Mahalleri kurulmuştur.
1945 ve 1950''lerdeki nüfus artışı ve hızlı göç olayı ile sadece yakın çevredeki köylerden değil; Orta, Doğu, Güneydoğu ve Karadeniz bölgesi illerinden hızlı bir nüfus akışı olmuş ve Kırıkkale büyümüş ve gelişmiştir. 1955''lerde konut alanları Samsun Karayolu üzerine, kuzeye doğru taşmış ve doğya da genişlemiştir. Karyaka ve Kızılırmak mahalleleri de bu dönemde oluşmuştur.
1960''lı yıllarda Kırıkköyü ve Yuva köyünü mahalleleri içine katan Kırıkkale, 1970''li yıllardan itibaren hızlı nüfus artışıyla birlikte mahallerini de artırmıştır. 1925''lerde 12 hanelik bir köyden 2001''de 25 mahalleli ve 205.208 nüfuslu bir yerleşim alanı ortaya çıkmıştır.
Kale: Kırıkköy yakınındadır. Günümüzde yıkık ve harap vaziyettedir.
Çarşı Câmii: Keskin ilçesi çarşı içindedir. 1871’de yapılan eser 1966’da tâmir görmüştür. Taş bileziklerle süslü tuğla minâresi kuzey batıdadır.
Balışeyh Câmii: Balışeyh ilçesinde on altıncı asırda yaptırılmıştır. Üzeri toprak damla örtülüdür. Duvarları yontma ve moloz taştan yapılmıştır.
Hasandede Câmii: Hasandede köyünde Doğan Bey tarafından 1605’te yaptırılmıştır. Bir kaç defa tâmir görmüştür. Kalın duvarları kırmızı ve kahve rengi kesme küfeki taşındandır. Alçıdan mihrabı kabartma geometrik desenlerle süslüdür.
Küçük Şâmil Câmii: Sulakyurt ilçesinin 9 km kuzeyindeki Yeşilyazı köyündedir. 1435’te Şeyh Mehmed Bahaeddîn yaptırmıştır. Câminin batı duvarı bitişiğinde Şeyh Mehmet Bahaeddîn’in türbesi vardır.
7 Ağustos 2012 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder