21 Şubat 2011 Pazartesi

Kızıl Kule

Kızıl Kule

Kızıl Kulenin içinden geniş açıyla kızılkuleye ve kaleye bakışAlaaddin Keykubat 1221 yılında Alanya'yı fethettikten sonra öncelikle Türk Deniz Hakimiyetinin en büyük sembolü olan Alanya Kalesinin gerdanlığı Kızılkule'yi yaptırmak için Kettanizade EburRahaoğlu Halepli Ebu Ali'yi görevlendirir. Ebu Ali o devirde kale ve kule yapımında son derece uzman bir kişidir. 1215 yılında Sinop Kalesinide o yapmıştır. Alaaddin Keykubatın Alanya'yı fethinden 5 yıl sonra Kızıl Kule'nin yapımı tamamlanır. Kızılkule 8 köşeli 5 katlı en doğu yönündeki yerden yüksekliği 33 m. batı cephesindeki yerden yüksek­liği ise 30 m. dir. Kendi muhteşemliği ve büyük­lüğünün yanı sıra askeri konu­mundan dolayı giriş kapısı o nisbette küçüktür. Her kim girerse (çocuklar hariç) başını eğmeden geçemez. Kızıl Kuleye göre devede kulak misali bu kapıdan içeri girdiğimizde sizi güler yüzle karşılayan Müze görevlisinden rica ederek Kızıl Kule'nin kocaman kilidini görmeyi ihmal etmeyiniz. Birinci kat Alanya ve yöresinden toplanan Etnoğrafik eserlerden oluşan bir Müze görünümündedir. Birinci katta Kule'nin tam ortasında yine Kule gibi sekizgen şeklinde dördüncü kata kadar yükselen Kule'nin omurgasını oluşturan aynı zamanda askerlerin su ihtiyacını karşılayacak olan sarnıç görevini üstlenmektedir.

Kızıl Kulenin Birinci kat gezilip yükseklikleri o zamanki askerlere göre yapılmış sayıları 87'ye ulaşan yüksek merdiven basamaklarından diğer kat­lara doğru yol alalım. Her katın kendine has özelliği vardır, kimileri ok atmak için, kimileri harp zamanında kızgın yağların döküldüğü mazgal delikleriyle süslenmiştir. Dördüncü kata çıktığınızda koca­man bir boşluk, boşluğun tam ortasında zemin kattan beri yükse­len sarnıcın (su kuyusunun) ağzını görürsünüz. Bu kattaki boşlukta senenin muayyen günlerinde açılan sanatsal sergiler açılmaktadır. Bu kattan sonra son kat olan beşinci kata çıkıp Kule etrafında 360 derece dönüp güzel Alanya'yı doya doya seyredebilirsiniz. Kule'den Kale'ye açılan bir kapı vardır. Eskilerde bu kapıdan çıkıp iç Kalede bulunan Sultan Sarayına kadar emniyet içinde dar bir yolla burçların arasından gidilebiliyordu.
Kızıl Kule GörünümBu yıl Müze Müdürlüğü taraf ından yapılan bir çalışma yla yine bu kapıdan ilerleyerek çevreyi en iyi bir şekilde gözleyebilirsiniz. Şimdi gelelim Kızıl Kule üzerinde değişik yerlerde bulunan kitabelere: Küçük giriş kapısının sağ üst bölümü nde 50x50 ebadındaki küçük kitabe­de aynen şöyle yazılıdır. "Bunu Kettanizade Ebür Rahaoğlu Halep'li Ebu Ali yaptı. "Tanrı kendisini yarılgasın". Aşağı yukarı bu kitabeyide inceledikten sonra kulenin güney tarafına düşen yüksekçe bir yerinde yine som mermer üzerine yazılmış bir kitabe daha göreceğiz. Selçuklu sülüsü ile yazılı bu kitabenin Türkçesi aynen şöyledir. " Bu mübarek burcun yapılmasını efendimiz büyük sultan, ulu şehin şah, ümmetlerin hakimi, cihan sultanlarının sultanı, Allah'ın kullarının muhafazacısı, tanrı beldelerinin hamisi, din ve dünyanın yücesi, islamın ve müslüman-ların yardımcısı, alemlerde adaletin dirilteni, mazlumları zalimlerden ayıran yerlerde tanrının gölgesi, kahredici devletin celali, galip devletin medetçisi, adalet ve insafın dirilticisi, kara ve iki denizin sul­tanı,insücinin sığınağı, doğu ve batının koruyucusu, Selçuk ailesinin tacı, Meliklerin ve sultanların efendisi, fatih babası, emirül mü'minin burhanı, Kılıçarslanın oğlu, Kızıl Kule İçiKeyhüsrevzade Keykubat Tanrı saltanatını muhallet etsin emretti " Şimdi gelenlerin göremedikleri iki kitabe daha var, aslında bu kitabeleriide görmek mümkün, Kule'nin kuzey yönüne dolaşıp başınızı yukarı kaldırırsanız görmeniz mümkün olabilir. Bu kitabenin Türkçeside aynen şöyledir " Bu mübarek burcun yapılmasını 623 yılı (1226) Rebiülahırının (ay takviminin 4. ayı, küçük mevlit ayı) başında mevlamız yüce sultanı, büyük padişah, Ümmetlerin hakimi, karanın ve denizin sultanı, din ve düny anın alisi, kılıçarslanzade keyhüsrevin oğlu fetih babası emirül mü' minin burhanı keykubat emretti. "Tanrı saltan atını muhallet eylesin". Dördüncü Kitabenin de kuzey yönde 5. kat seviyesinde olduğunu görebilirsiniz. Kale'ye açılan bir kapı vardır. Eskilerde bu kapıdan çıkıp iç Kalede bulunan Sultan Sarayına kadar emniyet içinde dar bir yolla burçların arasından gidilebiliyordu.
Kızıl Kule Gece Geçen yıllarda Müze Müdürlüğü taraf ından yapılan bir çalışma yla yine bu kapıdan ilerleyerek çevreyi en iyi bir şekilde gözleyebilirsiniz. Şimdi gelelim Kule üzerinde değişik yerlerde bulunan kitabelere: Küçük giriş kapısının sağ üst bölümü nde 50x50 ebadındaki küçük kitabe­de aynen şöyle yazılıdır. "Bunu Kettanizade Ebür Rahaoğlu Halep'li Ebu Ali yaptı. Tanrı kendisini yarılgasın.
Aşağı yukarı bu kitabeyide inceledikten sonra kulenin güney tarafına düşen yüksekçe bir yerinde yine som mermer üzerine yazılmış bir kitabe daha göreceğiz. Selçuklu sülüsü ile yazılı bu kitabenin Türkçesi aynen şöyledir. " Bu mübarek burcun yapılmasını efendimiz büyük sultan, ulu şehin şah, ümmetlerin hakimi, cihan sultanlarının sultanı, Allah'ın kullarının muhafazacısı, tanrı beldelerinin hamisi, din ve dünyanın yücesi, islamın ve müslüman-ların yardımcısı, alemlerde adaletin dirilteni, mazlumları zalimlerden ayıran yerlerde tanrının gölgesi, kahredici devletin celali, galip devletin medetçisi, adalet ve insafın dirilticisi, kara ve iki denizin sul­tanı,insücinin sığınağı, doğu ve batının koruyucusu, Selçuk ailesinin tacı, Kızıl Kule ve Atatürk BüstüMeliklerin ve sultanların efendisi, fatih babası, emirül mü'minin burhanı, Kılıçarslanın oğlu, Keyhüsrevzade Keykubat Tanrı saltanatını muhallet etsin emretti " Şimdi gelenlerin göremedikleri iki kitabe daha var, aslında bu kitabelerinde görmek mümkün, Kule'nin kuzey yönüne dolaşıp başınızı yukarı kaldırırsanız görmeniz mümkün olabilir. Bu kitabenin Türkçesi de aynen şöyledir " Bu mübarek burcun yapılmasını 623 yılı (1226) Rebiülahırının (ay takviminin 4. ayı, küçük mevlit ayı) başında mevlamız yüce sultanı, büyük padişah, Ümmetlerin hakimi, karanın ve denizin sultanı, din ve düny anın alisi, kılıçarslanzade keyhüsrevin oğlu fetih babası emirül mü' minin burhanı keykubat emretti. Tanrı saltan atını muhallet eylesin.
Dördüncü Kitabenin de kuzey yönde 5. kat seviyesinde olduğunu görebilirsiniz. Kızılkule 1948 yılına gelinceye kadar doğa şartları ile mücadele etmiş, ancak tuğla ile örülmüş kısımların erimesinden çok büyük hasara uğramıştır. Zamanın Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'in büyük ilgisini çekip restore ettirilerek bu günkü halini almıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder